DOLAR32,1436% -0.27
EURO35,0023% 0.05
STERLIN41,2167% 0.2
FRANG35,2199% -0.03
ALTIN2.434,65% 0,67
BITCOIN70.448,692.452

Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar Ekonomi Forumu’nda konuştu: 200 milyar dolar ile rekor bekliyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Katar Ekonomi Forumu’na video mesaj yoluyla katıldı.
Erdoğan, “İlk çeyrekte yüzde 7’lik büyüme beklentimizi artırdı. Bu yıl toplam ihracatta 200 milyar dolar ile rekor bekliyoruz.” dedi.

Yayınlanma Tarihi :
Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar Ekonomi Forumu’nda konuştu: 200 milyar dolar ile rekor bekliyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bu yıl  toplam ihracatta 200 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekora imza atmayı  bekliyoruz.” dedi.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar Ekonomik Forumu’na video mesajla katıldı. Forumun hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, toplantıya çevrim  içi olarak ev sahipliği yapan başta Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani  olmak üzere tüm Katar makamlarına teşekkür etti. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle son 1,5 yıldır  küresel ekonominin sancılı sınamalar ve belirsizliklerle dolu meşakkatli bir  süreçten geçtiğini belirten Erdoğan, son asrın en büyük sağlık krizi olarak  nitelenen bu salgının, aşı konusunda yaşanan onca ilerlemeye rağmen dalgalar ve  yeni varyantlar halinde etkisini devam ettirdiğini söyledi. 2020 yılına dair ekonomik verilerin dünyanın nasıl bir girdabın içinde  olduğunu göstermeye yeterli olduğunu aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:”Mesela 2020 yılında dünya ekonomisi yüzde 3,5 küçülmüş, küresel  ticaret yüzde 10’a yakın daralmıştır. Uluslararası doğrudan yatırımlar yüzde 42  azalırken 90 milyondan fazla insan aşırı yoksulluk sınırının altına düşmüştür.  Küresel borç toplamı 282 trilyon dolara ulaşarak tarihin en yüksek seviyesini  gördü. Gıda fiyatları ve metal fiyatları dünya çapında son 10 yılın rekorunu  kırdı. Bilhassa küresel sistemin çeperinde yer alan az gelişmiş ve gelişmekte  olan ülkeler salgın karşısında adeta kaderlerine terk edildi. Aynı kayıtsızlığın  salgına karşı en önemli silahımız olan aşı meselesinde de sergilendiğine şahit  oluyoruz. Dünyanın 100’e yakın ülkesinin halen ilk doz aşıya dahi ulaşamadığı  vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. Üstelik yapılan analizler 2023 yılına kadar  85 yoksul ülkenin aşıya erişim imkanı bulamayacağını işaret ediyor. İnsanlık  olarak bize büyük bir aile olduğumuzu tekrar hatırlatan salgın, ne yazık ki  küresel dayanışma açısından bir fırsata tahvil edilemedi.” “Sorumluluk üstlenmekten kaçınmadık”Aşı ve ilacın adil bir şekilde tüm ülkelerin kullanımına açılmadıkça  küresel ekonomik canlanmanın da mümkün olmayacağını vurgulayan Erdoğan, şunları  kaydetti:”Türkiye olarak bu hassas dönemde sorumluluk üstlenmekten kaçınmadık.  ‘Dost kara günde belli olur’ diyerek 158 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa tıbbi  malzeme desteğinde bulunduk. Bir taraftan farklı kaynaklardan temin ettiğimiz  aşıları vatandaşlarımıza uygularken diğer taraftan da henüz aşıya ulaşamamış dost  ve kardeş ülkelere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Katıldığımız tüm platformlarda  aşı meselesinin yeni adaletsizliklere yol açmaması gerektiğinin altını çiziyoruz.  Yıl sonuna doğru kullanıma hazır hale getirmeyi planladığımız milli aşı  çalışmalarımızı da bu hassasiyetle yürütüyoruz. Türkiye’nin geliştirdiği Kovid-19  aşısının inşallah milletimizle birlikte tüm insanlığın da aşısı olacağının  müjdesini buradan paylaşmak istiyorum.” “İslam düşmanlığı ve göçmen karşıtlığını da alevlendirmiştir”Giderek küresel bir boyut kazanan ırkçılık virüsüne de değinmekte  fayda gördüğünü belirten Erdoğan, “Salgın sadece ekonomik adaletsizlikleri  derinleştirmekle kalmamış aynı zamanda İslam düşmanlığı ve göçmen karşıtlığını da  alevlendirmiştir.” diye konuştu. Bugün birçok Batılı ülkede kültürel ırkçılığın farklı dinden,  inançtan, renkten olana tahammülsüzlüğün, Kovid-19’dan daha tehlikeli bir hal  aldığının altını çizen Erdoğan, “İstatistikler, buz dağının sadece görünen kısmı  olsa dahi sorunun ulaştığı boyutları ortaya koymaktadır. Batıda ırkçı ve İslam  düşmanı saldırılar son 5 yıl içinde yüzde 250, bu saldırılarda hayatını  kaybedenlerin oranı ise yüzde 700 artmıştır.” ifadesini kullandı. Camilere, derneklere, Müslümanlara ait iş yerlerine, Müslüman kadın ve  gençlere yönelik ırkçı eylemlerin de tırmandığına işaret eden Erdoğan, şu  görüşleri paylaştı:”2019 yılında Yeni Zelanda’nın Christchurch şehrinde 51 kardeşimizi  bizden koparan vahşi saldırının yaraları henüz kapanmamışken 2 hafta önce  Kanada’da gerçekleşen benzer bir terör eyleminin haberini aldık. Sokakta yürüyen  Müslüman bir aile, İslam ve insanlık düşmanı bir terörist tarafından alçakça  katledildi. Irkçı terör saldırıları sadece Müslümanları değil, Musevileri,  Afrikalıları, Asya kökenlileri, Romanları da hedef alıyor. Ancak uluslararası  medya ve insan hakları örgütleri, bu tür eylemler karşısında bırakınız tepki  göstermeyi derin bir sessizliğe bürünüyor. DEAŞ’la mücadelede sergilenen küresel  dayanışmanın terör parantezine alınarak Müslüman düşmanı akımlara karşı da  gösterilmesi şarttır. Diğer türlü, insanlık medeniyetler çatışması denilen  senaryolarından kendini kurtaramayacaktır.” “Pek çok fırsat penceresi de açıyor”Salgın sonrasında dünyanın ekonomik, sosyal ve siyasi bakımdan büyük  değişimlere sahne olacağının şimdiden görüldüğünü aktaran Erdoğan, “Türkiye  olarak hazırlıklarımızı, içinde bulunduğumuz asra ve geleceğe damgasını vuracak  uzun vadeli bir vizyonla yürütüyoruz.” dedi. Salgının her ne kadar ülkeler ve ekonomiler için riskler oluştursa da  aynı zamanda pek çok fırsat penceresi açtığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:”Salgın döneminde sadece sağlıkta değil üretim, lojistik, kamu  güvenliği, istihdam, sosyal destekler alanında da ülkemiz pozitif yönde ayrıştı.  Asya merkezli üretim ağına alternatif arayışlarında üç kıtayı birleştiren  stratejik konumuyla Türkiye daha fazla ön plana çıkmaya başladı. Olumsuz ekonomik  iklime, tedarik ve lojistik zincirlerindeki aksaklıklara ve artan korumacılığa  rağmen 2020 yılını büyüme ile kapattık. Yüzde 1,8’lik oranla G20 içerisinde en  yüksek büyümeyi kaydeden ikinci ülke olduk. Yine bu dönemde G20’de sanayi üretimi  en çok artan devletler arasında yer aldık. 2021 yılının ilk çeyreğinde  yakaladığımız yüzde 7’lik büyüme oranı, yılın geri kalanı için beklentilerimizi  artırdı. OECD tarafından yayımlanan son raporlarda Türk ekonomisi için 2021  yılında yüzde 5,7 ve 2022 yılında yüzde 3,4 büyüme öngörülüyor. Bu, OECD üyeleri  arasında öngörülen en güçlü toparlanmalardan biridir. İnşallah bu tahminlerin de  ötesine geçireceğimize inanıyorum.” “Yeni bir rekora imza atmayı bekliyoruz”Bu yıl toplam ihracatta 200 milyar dolara ulaşarak yeni bir rekora  imza atmayı beklediklerini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:”Tüm bu gelişmelere paralel olarak son 19 yıldır aralıksız  sürdürdüğümüz reform gündemimizden de kopmuyoruz. Kısa süre önce İnsan Hakları  Eylem Planımız ile Ekonomi Reform Paketimizi milletimizle paylaştık. Ülkemizi  sivil, daha demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya kavuşturma hedefiyle başlatmış  olduğumuz çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Yine bu süreçte bölgemizdeki sorunları  çözmek, küresel istikrar ve barışa katkıda bulunmak için yoğun bir diplomasi  trafiği yürütüyoruz. Karşılıklı saygı ve eşit ortaklık temelinde komşularımızdan  başlayarak bölge ülkeleriyle iş birliğimizi ilerletmekte kararlıyız.” Türkiye’nin, Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’de attığı adımların ne  kadar isabetli ve yerinde olduğunun son günlerde daha iyi anlaşıldığını  vurgulayan Erdoğan, Türkiye’nin bu coğrafyaların tamamında üstlendiği  sorumlulukla teröre set çektiğini, demokrasiyi koruduğunu, diyalog ve uzlaşının  önünü açtığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Katar’a yönelik uygulanan haksız abluka ve  yaptırımların kaldırılmasına ve kardeş Körfez halklarının yeniden kucaklaşmasına  imkan tanıyan Körfez İşbirliği Konseyi kararlarından duydukları memnuniyeti de  dile getirdi.