İş dünyasındaki başarısını kültürel bir misyonla perçinlemek adına yola çıkan Mehmet Fatih Yalçınkaya, 16 seçkin eserden oluşan ‘Ay Işığı’ adını taşıyan albümünü hayranlarının beğenisine sundu. Mezopotamya’nın tarihi izlerini barındıran türkülerinin yanı sıra Arapça eserlerin de yer aldığı koleksiyon niteliğindeki albüm, kısa sürede müzikseverlerden ilgi gördü. Sanatçıyla ilk albümünü, seçtiği eserleri ve yeni projelerini sizler için konuştuk. Müzikle yolunuz nasıl kesişti? Müzik, hayatımın hep içindeydi ve çocukluğumdan beri ilgim vardı. 2008’de şan eğitimi almaya başladıktan sonra arkadaşlarımın, “Emeğin ziyan olmamalı” teşvikiyle bu yolculuğa çıkmaya karar verdim. Saygın ve başarılı bir iş insanıyken, müzikle uğraşmanız sosyal çevreniz tarafından nasıl karşılandı? İlk günlerde profesyonel kayıtlar yapmaya başlayınca çevremdeki insanların çoğu bunun bir hobi olduğunu düşündü. Ancak yaradılışım gereği ben esasen hiçbir uğraşa hobi gibi bakmadım. Çünkü emek harcadığınız şeyi hobi olarak görürseniz, onu otomatikman ikinci plana itmiş olursunuz. Müzik dünyasına adım attıktan sonra çok güzel yorumlar aldım. İş hayatınız, müzikal çalışmalarınız ve iyi bir aile babası olmanızı düşünürsek, siz en çok hangi Mehmet Fatih Yalçınkaya’yı seviyorsunuz? Hiçbiri diğerinden ne bir ileride ne de bir geride… Çünkü toplum içerisinde şüphesiz ki hepimizin değişik ve birden fazla görevi var. Bunların hiçbiri diğerlerinden daha önemli değil. Sevdiklerinizi ihmal edemezsiniz, işinizi ihmal edemezsiniz, sanatı da ihmal edemezsiniz ve etmemelisiniz. Bunlar için de çok güzel bir planlama yapıp, en iyi şekilde hepsine aynı önemi vermek zorundasınız diye düşünüyorum. Bugünlerden geçmişe baktığınızda sizde en çok nelerin değiştiğini söyleyebilirsiniz? Bende muazzam bir değişim var, olmalı da. Olmasa, çok ciddi üzülürdüm. Çünkü benim inancıma göre, ‘Bugünü dünü ile eşit olan ziyandadır’… Dolayısıyla çok daha çalışmak, çok daha iyi şeyler yapmak her zaman hedefim olmuştur. Çok şey öğrendim, çok geliştim ve gelişmeye çalıştım. Bu sürecin tamamlanmadığını esasen ölünceye kadar devam edecek bir prosesin içerisinde olduğumu düşünüyorum. Hiçbir zaman yerimde durmayı ya da yerimde saymayı sevmedim. ‘Yürekten okudum’ ‘Ay Işığı’ albümündeki eserleri seçerken yaşadığınız süreci anlatır mısınız? Çok ince düşünerek, özellikle bana dokunan, okuduğumda hissedeceğim, o hissiyatı yansıtabileceğim türküleri seçmek istedik. Dolayısıyla özellikle beni derinden etkileyen türküleri seçtik. Ama tabi aynı zamanda da ses uyumu gibi teknik konular noktasında da seçtiğimiz eserleri çok ciddi bir elekten geçirdik. Özellikle her parçayı yürekten okumaya özen gösterdik. Albümün içinde iki tane Arapça eser de var. Bu şarkıların hikayesi nedir? Anadolu çok büyük kültürlerin beşiği. Ülkemizde o kadar güzel bir mozaik var ki… Ve üstelik çok güzel lisanların konuşulduğu bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu kültür bizim en büyük zenginliğimiz. Ve aslına bakarsanız üzülerek söylüyorum ki; yüzyıllar geçmesine rağmen hala bu zenginliğin tam olarak farkında değiliz. Dolayısıyla bu şarkıları da albüme dahil ederken, misyonumuza, projemize ve dikkat çekmek istediğimiz kültürel değerlerimize hizmet eder eserler olmasını arzuladık. ‘Durmayacağız, üreteceğiz’ Albümde sizi en çok anlatan eser hangisi? Hiçbirini sırf söylemiş olmak için okumadım. Gerçekten hepsi çok derin bir şekilde yüreğime dokunmuştur. Ama bunların içerisinde belki ‘Ağlama Yar’ biraz daha fazla dokundu diye düşünüyorum. Biraz daha özel anıları var. İnşallah bunu o izlerle birlikte duygu yoğunluğunu dinleyicilere de aktarabilmişimdir. Başka sürprizleriniz olacak mı? İnşallah bir sonraki proje ‘Ay Işığı’ndan çok daha iyi ve güzel sürprizler içerecek. Durmayacağız, üreteceğiz; ürettikçe gelişeceğiz ve geliştikçe de kıymetleneceğiz.