DOLAR32,3707% 0.03
EURO34,7960% -0.01
STERLIN40,7325% 0.33
FRANG35,6506% 0.32
ALTIN2.394,18% -0,11
BITCOIN59.353,962.58

Yeni yasama yılı başladı! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milletimize en güzel 2023 hediyesi olacak

Türkiye Büyük Millet Meclisi 76 günlük aranın ardından 27. Dönem 5. Yasama dönem mesaisine başladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM’nin 27’nci dönem 5’inci yasama yılı açılış programında konuştu.
Erdoğan, “Bir süre önce gündeme getirdiğimiz ülkemize yeni anayasa kazandırma teklifinin de Meclisimiz tarafından başarıyla hayata geçirileceğini ümit ediyorum. Yeni bir anayasa milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır.” dedi.

Yayınlanma Tarihi :
Yeni yasama yılı başladı! Cumhurbaşkanı Erdoğan: Milletimize en güzel 2023 hediyesi olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Meclis’imizin  mümkün olursa tamamının uzlaşmasıyla hazırlanacak bir yeni Anayasa, milletimize  vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi olacaktır. Bunun için Türkiye Büyük Millet  Meclisinde grubu bulunan partilerin yeni Anayasa tekliflerini en kısa sürede  kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz.” dedi.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’in 27’nci Dönem 5’inci Yasama Yılı’nın  açılışı dolayısıyla TBMM Genel Kurulu’nda milletvekillerine hitap etti.  Meclis’in yeni yasama yılının, Türkiye’ye ve millete hayırlı olmasını  dileyerek sözlerine başlayan Erdoğan, Milli Mücadele’nin öncüsü ve bilfiil  yürütücüsü Meclis’in kuruluşundan itibaren milletvekili sıfatıyla ülkeye hizmet  eden tüm mensuplarını tazimle yad etti. Bir asrı geride bırakan Meclis’te görev yapan milletvekillerinden  vefat edenlere Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet dileyen  Erdoğan, “Bu vesileyle bugün hayatını kaybeden, geçmişte 5 dönem milletvekilliği  yanında çeşitli bakanlık görevlerinde bulunmuş, önemli siyasi sorumluluklar  üstlenmiş ağabeyim, kıymetli dost Oğuzhan Asiltürk’e de Allah’tan rahmet,  ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.” diye konuştu.  TBMM’nin ilk Başkanı ve Cumhuriyetin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk  başta olmak üzere, Türkiye’nin istiklal ve istikbal davasını sahiplenmiş herkese  şükranlarını sunan Erdoğan, “Malazgirt Zaferi’nden beri vatanımız olarak dört  elle sarıldığımız bu topraklardaki varlığımızın ilelebet sürmesi için canları  pahasına mücadele veren aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmetle, minnetle yad  ediyorum. Aynı anlayışla vazife başında olan askerlerimize ve güvenlik  güçlerimize, ‘Rabb’im hepsini muhafaza ve muzaffer eylesin’ temennisiyle  başarılar diliyorum.” ifadelerini kullandı. TBMM Başkanı Şentop, yeni yılın açılışında konuşma yaptı Meclis’in, iki kez gazilik unvanıyla müşerref olan, şartlar ne olursa  olsun ülkesine ve milletine hizmet yolundan ayrılmayan müstesna bir kurum  olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Tıpkı milli mücadele döneminde olduğu gibi 15  Temmuz’da da Meclisimiz, kirli ellerin bu mübarek ülkeye, bu kutlu çatıya  değmesine izin vermemiştir. Her biri diğerinden yoğun geçen yasama yıllarında  gece gündüz çalışarak ülkelerine hizmet eden siz kıymetli milletvekillerimizin  fedakarlıkları ve gayretleri, hiç şüphesiz tarihe takdirle kaydedilmiştir. Artık  milletimiz şunu biliyor: Türkiye Büyük Millet Meclisinin ışıkları yanıyorsa,  Meclis çalışıyorsa, milletvekillerimiz görevleri başındaysa, Allah’ın izniyle, bu  ülkenin sırtı yere gelmez.” değerlendirmesini yaptı.  Siyasi partilere yeni anayasa çağrısıCumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis kürsüsünde ifade edilen her beyanın,  milletin çıkarı gayesiyle dile getirildiğini söyleyerek “Milletiyle ve  vekilleriyle yürüttüğümüz her mücadele gibi büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası  hedefimize de inşallah birlikte ulaşacağımıza inanıyorum. Son yıllarda  üretkenliği daha da artan Meclis’imizin, 2023 hedeflerimize ulaşma ve 2053  vizyonumuzu hayata geçirme konusunda üzerine düşen sorumlulukları layıkıyla  yerine getireceğinden şüphe duymuyorum.” dedi. Yeni anayasaya ilişkin ise Erdoğan, “Bir süre önce gündeme  getirdiğimiz, ülkemize, tarihimizde ilk defa doğrudan milli iradenin eliyle yeni  bir Anayasa kazandırma teklifimizin de Meclis’imiz tarafından başarıyla hayata  geçirileceğini ümit ediyorum. Meclis’imizin mümkün olursa tamamının uzlaşmasıyla  hazırlanacak bir yeni Anayasa, milletimize vereceğimiz en güzel 2023 hediyesi  olacaktır. Bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan partilerin  yeni Anayasa tekliflerini en kısa sürede kamuoyuyla paylaşmalarını bekliyoruz.  Biz, seferle mükellef olduğumuz inancıyla bu girişimi başlattık, hazırlıklarımızı  yapıyoruz, neticede karar ve takdir yüce Meclis’indir. Ülkemize kazandırmayı  hedeflediğimiz doğrudan milli irade eliyle hazırlanmış bu ilk Anayasa teklifimize  destek ve katkı verecek herkese şimdiden teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.  “Azerbaycanlı kardeşlerimizle yine bir araya geleceğiz”2020’de yeni yasama yılının açılışı için bir araya geldiklerinde,  Meclis’ten, Karabağ’ı ve işgal altındaki topraklarını kurtarmak için savaşan  Azerbaycanlılara desteğini ve duasını ifade ettiğini belirten Erdoğan, 44 gün  süren bu zorlu mücadelenin, Azerbaycan’ın zaferiyle sonuçlandığını hatırlattı. Böylece yaklaşık 30 yıldır işgal altındaki Azerbaycan toprakları ve  Karabağ’ın yeniden özgürlüğüne kavuştuğunu, bizzat Bakü ve Şuşa’yı ziyaret ederek  Azerbaycanlıların sevinçlerine ortak olduklarını belirten Erdoğan, şöyle devam  etti:”İnşallah önümüzdeki haftalarda Azerbaycanlı kardeşlerimizle yine bir  araya geleceğiz. Karabağ Savaşı sırasında ve sonrasında yaşanan gelişmeler,  Azerbaycanlı kardeşlerimiz kadar bizim için de adeta bir turnusol kağıdı işlevi  görmüştür. İşgal altındaki topraklarını kurtarma mücadelesi veren bir ülkeye ve  onu destekleyen Türkiye’ye yönelik, buram buram kin ve nefret kokan tutumları  asla unutmayacağız. Yaşadığımız her tecrübeyi bir ders haline getirerek geleceğe  bakacağız. Biz kardeşliğin, dostluğun, yoldaşlığın, dayanışmanın, iş birliğinin  kadrini, kıymetini bilen, her adımımızı buna göre atan bir ülkeyiz.  Suriye’den Libya’ya, Balkanlar’dan Kafkasya’ya, Somali’den  Afganistan’a her yerde aynı anlayışla hareket ettik, ediyoruz. Akdeniz’deki hak  ve menfaatlerimizi korurken Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin iki devletli çözüm  yolunda attıkları adımlara destek olduk. Bu kapsamda, Kapalı Maraş’ın yeniden  açılması başta olmak üzere, pek çok önemli adım attık, atmayı sürdüreceğiz. Batı  Trakya’daki Türk ve Müslüman unsurların, hepsi de uluslararası anlaşmalara dayalı  haklarının korunması için tüm platformlarda mücadeleye devam edeceğiz. Kırımlı  kardeşlerimizin haklarını Ukrayna’nın toprak bütünlüğü temelinde savunurken  Çin’in toprak bütünlüğü temelinde Uygur Türklerinin insan haklarından en geniş  manada istifade edebilmelerinin de takipçisi olacağız. Filistin ve Kudüs’ten  Keşmir’e, Rohinga Müslümanlarından Afrika’da güvenlik ve yoksulluk cenderesi  altında hayatlarını sürdüren insanlara kadar herkese gönül kapımızı sonuna kadar  açık tutacağız. Nerede bir mazlum, nerede bir mağdur varsa hep yanlarında olmaya  gayret gösterdik, göstereceğiz. Ülke ve millet olarak, hamdolsun, geçmişimizde ne  sömürgecilik utancı ne soykırım ayıbı ne haksızlık ve adaletsizlik lekesi vardır.  Bunun için de her yere, alnımız ak bir şekilde göğsümüzü gererek gidiyor,  tenkitlerimizi de tekliflerimizi de hasbi bir şekilde dile getiriyoruz.”  “Türkevi, görkemli bir sembol”Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin çarpık yapısını eleştirmek  için ortaya koyduğu, zamanla küresel sistemin tüm yanlışlarını da kapsayacak  şekilde genişleyen “Dünya 5’ten büyüktür” tespitinin, benimsenmesinin nedenine  işaret eden Erdoğan, “Bölgemizde ve dünyada yaşanan her gelişme, bu tespitin  haklılığını ve isabetini teyit etmektedir.” dedi. ABD’nin New York kentinde açılışını yaptığı yeni Türkevi’ne ilişkin de  Erdoğan, buranın konumu ve mimarisiyle, Türkiye’nin, insanlığın tamamını  kucaklayan yaklaşımının görkemli bir sembolü olarak tarihteki yerini aldığını  ifade etti. Erdoğan şunları kaydetti:”Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri başta olmak üzere çok sayıda  misafirimizin katılımıyla hizmete giren yeni Türkevi’miz, kendi vatandaşlarımız  ve görevlilerimizle birlikte, tüm dost ve kardeşlerimize de hizmet verecektir.  Türkiye’nin uluslararası alandaki itibarını şimdiden artırdığına bizzat şahit  olduğumuz böylesine görkemli bir eseri ülkemize kazandırmış olmaktan memnuniyet  duyuyoruz. Bin yıl önce Anadolu’yu bize vatan yapan devletin armasında, doğuya ve  batıya bakan, dolayısıyla geniş bir coğrafyayı kucaklayan çift başlı kartal  vardı. Böyle bir miras üzerinde kurulan Türkiye’nin bölgesiyle olan gönül bağını  koparmaya çalışmak kimsenin hakkı da haddi de değildir. Artık 10’uncu yılını  geride bıraktığımız Suriye krizinde, uluslararası toplumun, hem fiili müdahale,  hem insani destek, hem mülteci akınının yönetilmesi konusunda ne kadar aciz  olduğunu hep birlikte gördük.”  “Avrupa’da kaybolan on binlerce mülteci çocuğun akıbeti hala meçhul”Erdoğan, Türkiye’nin tek başına 4 milyon mazluma kollarını açarken, sınırlarına dayanan birkaç bin mülteci karşısında paniğe kapılan, hakkı ve hukuku bir kenara bırakıp insanlıktan uzak davranışlar sergileyenler olduğunu ifade etti. Hemen her gün, ellerinde avuçlarında ne varsa alınıp üstüne bir de işkence edilerek, botları delinerek ölüme terk edilen veya zorla geri gönderilen insanlarla karşılaşıldığını belirten Erdoğan, “Bu insanlık dışı tutumun sahipleri, aynı zamanda mültecilerle ilgili Birleşmiş Milletler sözleşmesini ve kararlarını da çiğnemektedirler. Nitekim, Avrupa Birliğinin bölgedeki mülteci trafiğiyle ilgili çalışmaları denetlemek için kurduğu yapının faaliyetlerini de yavaş yavaş sonlandırmaya başladığı görülüyor.” dedi. “Akdeniz’in karanlık sularında her yıl kaç bin kişinin umut yolculuğunda hayatını kaybettiğinin istatistiği dahi tutulamıyor.” ifadesini kullanan Erdoğan, “Avrupa’da kaybolan on binlerce mülteci çocuğun akıbeti hala meçhul. Bu konuda bizim milletvekillerimizin yaptıkları girişimler dışında, kayda değer herhangi bir gayret veya çalışma da mevcut değil. Halbuki, sadece bu hususlar bile tek başına, vicdanı, ahlakı, insana saygısı olan toplumları ayağa kaldırmaya, sorumlulardan hesap sormaya yeterli olmalıydı.” diye konuştu. Bu ikiyüzlülüğün benzerinin Suriye’deki terör örgütleri konusunda da yaşandığını dile getiren Erdoğan, “Özellikle DEAŞ bahanesiyle bölgenin altını üstüne getirenlerin hiçbiri, bu örgütle fiilen mücadele etmemiştir. Sadece Türkiye, bu karanlık örgütle sahada karşı karşıya gelmiş ve birileri tarafından sürekli şişirilen balonu kısa sürede patlatmıştır. Ama bazıları hala Suriye’de DEAŞ bahanesiyle terör örgütlerini veya halkıyla kavgalı rejimi desteklemeyi sürdürmektedir. Tabii biz burada herkesin, terörle mücadele kılıfı altında bölgede kendi ajandasını hayata geçirme peşinde koştuğunu biliyoruz. Sırf bunun için yüzbinlerce insanın ölmesine, milyonlarca insanın evlerinden, ülkelerinden edilerek sefalete sürüklenmesine göz yumanlara, bütün bunlara karşı hakkın ve hakikatin yanında yer almak, boynumuzun borcudur.” değerlendirmesinde bulundu.  “Hiçbirimiz için başka Türkiye yok””Biz insani görevimizi yaptığımız için üstesinden gelemeyeceğimiz bir güvenlik veya refah krizine sürüklenmedik ama bu saikle insanlıktan çıkanlar asla huzur bulmadılar, bulamayacaklar.” diyen Erdoğan, dünyanın kendi etraflarında döndüğünü, diğer herkesin kendilerine hizmet etmekle mükellef olduğunu sananların, yaşanan her siyasi ve sosyal çalkantıyla, tabiattaki her değişimle, işin öyle olmadığını görmeye başladıklarını kaydetti. Afrika’daki kıtlığın, sadece orada yaşayanların değil tüm insanlığın ortak sorunu olduğunun; kutuplardaki buzulların erimesinin, sadece oradaki penguenlerin değil, insanlık başta olmak üzere tüm canlıların sorunu olduğunun yakında daha iyi anlaşılacağını ifade eden Erdoğan, “Dünyanın uzak ve ücra diye bakılan köşelerindeki iç çatışmalardan kaçan insanların yaşadığı trajedilerin, aslında herkesi bekleyen bir tehlike olduğu zamanla daha iyi anlaşılacak. Velhasıl, hiç kimsenin mutlak bir güvenlik ve refah fanusu içinde yaşamadığı, herkesin nimeti ve külfetiyle bu büyük dünyanın bir parçası olduğu gerçeği daha iyi anlaşılacak.” dedi.  Türkiye’nin, işte bu fotoğraf içinde kendine, demokrasisini ve kalkınmasını güçlendirerek korumak suretiyle bölgesinde ve dünyada hak ettiği yere gelmesini sağlayacak bir vizyon belirlediğini, Cumhuriyetin 100. yılına atfen ilan edilen 2023 hedeflerinin, bu vizyonun ilk durağı olacağını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:”Tıpkı geçtiğimiz bir asır gibi, önümüzdeki asrın şekillenmesinde de Millet Meclisimizin eşsiz bir rolü olacağına tüm kalbimle inanıyorum. Geçtiğimiz 19 yılda eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaşımdan enerjiye kadar devlet ve millet hayatının her alanında gerçekleştirdiğimiz büyük atılımı, bu vizyonun temel altyapısı olarak görüyoruz. Artık siyasi olmaktan çıkıp milli hedefler haline dönüşen bu vizyonu, Türkiye Büyük Millet Meclisimizden başlayarak, hiçbir ayrım gözetmeksizin, ülkemizin tüm fertleriyle hep birlikte sahiplenmeliyiz. Çünkü hiçbirimiz için başka Türkiye yok. Hiçbirimiz için başka vatan yok. Hiçbirimiz için başka devlet yok. Hiçbirimiz için başka gelecek yok. Aklımızdan asla çıkarmamalıyız ki bölünerek büyüyemeyiz. Parçalanarak güçlenemeyiz. Husumeti körükleyerek kardeşliği kökleştiremeyiz. Saplantılara sarılarak demokrasimizi ilerletemeyiz. Bizi biz yapan değerlerden vazgeçerek ufkumuzu derinleştiremeyiz. Dünyanın gittiği istikamet, farklılıklarımızı değil müştereklerimizi öne çıkararak birbirimize daha sıkı kenetlenmemiz gerektiğini gösteriyor. Bunu başaramayan toplumların ve ülkelerin başlarına gelenleri ibretle takip ediyoruz. Türkiye’yi bugüne kadar böyle bir duruma düşüremediler, inşallah bundan sonra da düşüremeyecekler. Milletimizin her bir ferdinin feraseti, dirayeti, cesareti, kahramanlığı ve çalışkanlığıyla elde ettiğimiz bu başarıda emeği olan herkese şükranlarımı sunuyorum. Diğer yandan, ülkemize yaptığımız en büyük hizmetlerden biri de güvenlik stratejilerimizi değiştirmektir. Tehditleri kaynağında bulup yok etme esasına dayanan yeni güvenlik anlayışımız sayesinde, sınırlarımızın dibinde bir veya birkaç terör koridoru oluşturulmasının önüne geçtik. Yıllarca terör örgütleri dahil her kesim tarafından istismar edilen ve adına ‘Kürt sorunu’ denen meseleyi, hak ve özgürlüklerden kalkınmaya kadar tüm boyutlarıyla çözdük. Diyarbakır’daki vatandaşlarımıza bizzat söz verdiğimiz şekilde ret, inkar, asimilasyon politikalarını nasıl ortadan kaldırdıysak, geri kalmışlık zincirini nasıl kırdıysak bu meseleyi hala istismar konusu yapmak isteyenlerin maskelerini de aynı şekilde düşüreceğiz. Böylece Diyarbakır Annelerinin şanlı direnişleriyle terör örgütünü tir tir titretebildikleri, onların siyasi uzantılarının gerçek yüzlerini ortaya çıkardıkları bir dönemi başlattık. Bu vesileyle Diyarbakır Annelerini bir kez daha buradan selamlıyorum.”  “Merkez Bankası rezervimiz de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı”Erdoğan, Türkiye’nin, sanayi devrimini kaçırmış, bilgi ve teknoloji devriminin de ucundan yetişmeye çalışan bir ülke olarak bugüne geldiğini söyledi. Dünyanın artık, tarihte pek çok örneğini gördükleri yeni ve köklü bir  dönüşümün arifesinde bulunduğuna işaret eden Erdoğan, iklim değişikliğinden yapay  zekaya kadar pek çok karmaşık unsurun bir arada olduğu bu yeni devrimi yakalamak  için çok önemli avantajlara sahip olduklarını vurguladı. Erdoğan, “Son 19 yılda ülkemizin demokraside ve kalkınmada katettiği  mesafeye, yaklaşık 8 yıldır ardı ardına yaşadığımız çok boyutlu sınamaları da  eklediğimizde, ortaya hepimiz için ümit verici bir fotoğraf çıkıyor. Sahip  olduğumuz her yeni imkan ve başarıyla üstesinden geldiğimiz her kritik sınama,  bizim için aydınlık bir geleceğe giden yolda katettiğimiz mesafe anlamına  geliyor. Ülke ve millet olarak, inşallah küresel sistemdeki bu yeni değişimi  kaçırmayacak, her alanda hedeflediğimiz seviyelere ulaşacağız.” diye konuştu. Hiç şüphesiz bu sınamalar içinde ekonominin, hem her insanın hayatına  dokunan yönü hem de diğer tüm atılımların itici gücünü oluşturması nedeniyle,  ayrı bir önemi ve yeri olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:”Türkiye’nin son 19 yılda elde ettiği her kazanım gibi, ekonominin de  sorumluluğu bize aittir. Ülkemizin IMF’ye olan 23,5 milyar dolarlık borcunu, 2013  yılı mayıs ayında tamamen bitirerek, hiç de hoş hatıralarla anmadığımız bir  dönemi kapatmış olduk. Birilerinin sürekli nerede diye sordukları Merkez Bankası  rezervimiz de 122 milyar dolar seviyesine ulaştı. Geçmişten bugüne baktığımızda  ise milli gelirini üç kat artırmış, satın alma paritesine göre dünyada 11. sıraya  yükselmiş; yatırımda, üretimde, ihracatta, istihdamda, büyümede rekorlar kırmış  bir Türkiye görüyoruz. Son dönemde yaşadığımız sıkıntıların da aynı resmin içinde olduğunu  elbette unutmuyoruz. Ama artılar-eksiler analizi yaptığımızda, artılarımızın  kıyas edilemeyecek kadar fazla olduğunun kabul edilmesini de, hak teslimi  babından bekliyoruz.”  “Küresel kuruluşların ekonomi analizleri…”Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın, son iki yıldır küresel salgının neden  olduğu sorunlarla boğuştuğuna işaret ederek, geçen asırdaki dünya savaşlarının ya  da bundan önce yaşanan küresel krizlerin getirdiği yüklere göre, çok daha derin,  çok daha yıkıcı ve dönüştürücü bir dönemden geçtiklerini anımsattı. Erdoğan,  siyasi, sosyal ve ekonomik hayatta, doğru bildikleri, alışık oldukları düzenlerin  temelden sarsıldığına dikkati çekti. Küresel ekonominin temel belirleyicisi konumundaki ürünler başta olmak  üzere, emtia fiyatlarında keskin artışlar yaşandığını dile getiren Erdoğan,  şunları kaydetti:”Tedarik zincirlerindeki aksamalar, ham maddeye ve kritik bazı  ürünlere erişimdeki darboğazlar halen sürüyor. İşsizlik küresel bir sorun olarak  varlığını devam ettirirken, pek çok ülkede bütçe açıkları ve borçluluk oranları  tarihi seviyelere ulaştı. Arz-talep dengesinin bozulduğu, enflasyon tehdidinin  küresel çapta arttığı, belirsizliklerin çoğaldığı bir dönemdeyiz. IMF ve Dünya  Bankası gibi dünya ekonomisine yön verme iddiasıyla inşa edilen kurumlar ise  ciddi bir yönetim krizi içindeler. Bizim uzun zamandır zaten maruz kaldığımız  küresel kuruluşların ekonomi analizlerinin tarafsızlığına ve şeffaflığına ilişkin  soru işaretleri, artık herkesin zihnini kurcalıyor. Bir bakıma Kovid-19 virüsü,  dünya genelinde yayılmış hastalıklı ve adaletsiz siyasi ve ekonomik düzeni de  açığa çıkardı.” Türkiye’nin, işte bu zorlu dönemde güçlü kalmayı başaran, hatta gücünü  artıran az sayıdaki ülkeden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, “Böylesine kritik  bir dönemde, iktidarı ve muhalefetiyle bazı hakikatleri açık yüreklilikle ortaya  koymak, geleceğe ilişkin yol haritamızı da buna göre belirlemek  mecburiyetindeyiz. Her şeyden önce bu salgının Türkiye’de çıkmadığı ve ülkemizin  tüm dünyayı sarsan bir krizin etkilerine maruz kaldığı gerçeğinin kabul edilmesi  gerekiyor.” şeklinde konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin bu büyük sağlık krizini ve onu izleyen artçı  sarsıntıları, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sağladığı hızlı ve etkin karar  alma, uygulama, dönüştürme kabiliyeti sayesinde başarılı bir şekilde yönettiğinin  de, inkarı mümkün olmayan bir başka gerçek olduğunu vurguladı. Erdoğan, sağlık  alanında, vatandaşlar için gereken her hizmetin, gecikmeden ve herhangi bir  aksamaya meydan verilmeden sunulduğunu kaydetti. Özellikle şehir hastanelerinin yüksek kapasitesi ve geniş  imkanlarının, sisteme binen sıra dışı yükü karşılayabilmelerini sağladığını  belirten Erdoğan, “Hastaneye ve doktora erişimden yoğun bakıma ve solunum  cihazına, maske ve temizlik malzemelerinden aşıya kadar hiçbir konuda ülkemizde  kayda değer bir eksiklik, sıkıntı, yığılma yaşanmamıştır. Çoğu gelişmiş ülkede  ise zayıf sağlık sistemleri nedeniyle salgına hazırlıksız yakalandıkları, hastane  ve ekipman kapasiteleri yetersiz kaldığı için gerçekten vicdanları yaralayan  sahneler ortaya çıkmıştır. Ülkemizin sağlık altyapısına ve insan kaynağına  yaptığımız yatırımların meyvesini, böyle küresel bir kriz döneminde tüm  unsurlarıyla almış olmaktan memnuniyet duyduk.” değerlendirmesinde bulundu.  “2021’i yüzde 9’luk büyümeyle kapatmayı öngörüyoruz”Erdoğan, son 8 yılda yaşadıkları her olumlu ve olumsuz sürecin,  ekonomiye de yansımalarının olduğunu, salgınla da böyle bir dönemde karşı karşıya  kaldıklarını söyledi. Milletin sağlığını korumak için her türlü önlemi alırken, işini,  aşını, kurulu düzenini korumasını sağlamak amacıyla da imkanlarını seferber  ettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:”Türkiye ekonomisinin ayakta kalması, üretimin kesintisiz sürmesi,  istihdamın korunması için tüm kesimlere yönelik önlemleri devreye aldık. İşgücü  piyasasına sunduğumuz pek çok farklı destekle, vatandaşlarımızın ve  firmalarımızın yanında olduk. Esnaf ve sanatkarlarımıza hibe, kira ve ciro kaybı  destekleri verdik. Vergi ve sosyal güvenlik prim ödemelerine ertelemeler  getirdik. Kamuya olan borçların yapılandırılmasına imkan sağladık. KDV ve kira  stopajlarında indirimler yaptık. Tüm bunlarla birlikte, toplumun en korumasız kesimlerini sosyal destek  ödemeleriyle ayakta tuttuk. Bundan sonra da ihtiyaç halinde her kesimin yanında  yer almaya, gereken destekleri sağlamaya devam edeceğiz. İzlediğimiz bu politika  sayesinde, dünyadaki pek çok ülkeden pozitif yönde ayrışarak, geçen seneyi  büyümeyle kapattık. Çok daha çarpıcı olması açısından, şöyle bir karşılaştırma da  yapmak istiyorum: Ciddi bir küresel ekonomik krizin yaşandığı 2009’da hem dünya  hem de Türkiye ekonomisi küçülmüştü. Geçen yıl, küresel ekonominin küçülmesi  2009’a göre çok daha şiddetli oldu ve yüzde 3’ün üzerinde bir daralma yaşandı.  Buna karşılık Türkiye yüzde 1,8 büyüme başarısı gösterdi. Elbette bu başarıyı,  sadece 2020’de bırakmadık. Bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,2 ve ikinci çeyreğinde  yüzde 21,7’lik büyüme oranlarını yakaladık.” Yatırımlar ve net ihracatın, büyümeye oldukça yüksek katkı sağladığını  belirten Erdoğan, “Böylece dengeli ve sürdürülebilir büyüme hedefimize biraz daha  yaklaştık. Yılın üçüncü çeyreğindeki ekonomik gelişmeler, güçlü sanayi üretimi ve  ihracat ile hizmetler sektöründeki iyileşmenin de katkısıyla canlı bir şekilde  devam ediyor. İnşallah 2021’i yüzde 9’luk bir büyümeyle kapatmayı öngörüyoruz.  Büyümeye istihdam artışı da eşlik ediyor.” dedi.  Erdoğan, TBMM’de 27. Dönem 5. Yasama Yılı açılışında yaptığı  konuşmada, bu yılın ilk 7 ayında istihdamdaki artış oranının 1,7 milyon kişiye  ulaştığını söyledi. Türkiye’nin toplam istihdamda salgın öncesi seviyeleri geride  bıraktığına dikkati çeken Erdoğan, Türkiye’nin, OECD ülkeleri arasında, salgın  öncesi döneme göre istihdamını artıran sayılı devletlerden biri olduğunu  kaydetti. Erdoğan, gelecek dönemdeki yol haritalarını da orta vadeli programla  belirlediklerini anımsatarak, program dönemi boyunca, yıllık ortalama yüzde 5,3  büyümeyi, her yıl 1,2 milyon kişiye istihdam sağlamayı, milli geliri 1 trilyon  doların üzerine çıkarmayı hedeflediklerini söyledi. Erdoğan, “Esasen, çok daha  önce ulaşmak istediğimiz bu hedefleri, yaşadığımız onca badireye rağmen, bir  parça gecikmeyle de olsa nihayet gerçekleştirecek olmaktan memnuniyet duyuyoruz.  Elde edeceğimiz büyümenin kalitesi, istikrarı, gelir dağılımı adaletini tesis  etmesi ve gençlerimize yeni iş imkanları sağlaması bizim için kritik önemdedir.  Bunun için Ekonomi Reform Programı ve Orta Vadeli Program’la belirlediğimiz  eylemleri kararlılıkla hayata geçireceğiz.” diye konuştu. Türkiye’nin, ekonomide arzu edilen rahat nefesi almasının ancak  yatırımı, üretimi, ihracatı, istihdamı artıracak cari açığı bir an önce cari  fazlaya dönüştürmesiyle mümkün olacağını dile getiren Erdoğan, bunun en önemli  aracı olan ihracatı da tarihin en iyi seviyelerine ulaştırdıklarını belirtti.  “İhracatımız yıllık 210 milyar doları geride bıraktı”Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:”İhracatımız yıllık 210 milyar doları geride bırakırken, ithalatımızı  karşılama oranı da oldukça iyi bir yere geldi. Hiç şüphesiz ihracattaki bu  gelişmenin gerisinde, Türk sanayisinin başarısı vardır. Sanayi sektörümüz, son  derece dinamik ve kabiliyetli yapısıyla, sektörel çeşitliliğini günden güne  artırmakta, yeniliklere hızla adapte olmaktadır. Bu sayede, 2021 için  belirlediğimiz 211 milyar dolarlık ihracat hedefinin çok üzerine çıkacağımız  anlaşılıyor. Güçlü ihracat, toparlanan turizm gelirleri ve altın ithalatıyla  ilgili yaptığımız düzenlenmeler sayesinde, cari dengede önemli bir iyileşme  başladı. Salgın döneminde küresel düzeyde yatırımlar yüzde 35 azalırken, bizde  neredeyse hiç hız kesmedi. Türkiye’nin en büyük şehir hastanelerini, İstanbul’da  45 günde hizmete hazır hale getirdiğimiz 1008’er yataklı iki acil durum  hastanesini bu dönemde açtık. Bunların yanında, karayolları, otobanlar,  demiryolları, köprüler, tüneller, barajlar, içme suyu ve sulama tesisleri,  fabrikalar, savunma sanayi projeleri gibi sayısız yatırımı, salgın döneminde  tamamladık. Özel sektörümüz de kendi alanında yatırımları kesintisiz sürdürdü.” Erdoğan, geçen yıl düzenlenen 10 bin 449 yatırım teşvik belgesinin,  bunun en önemli işaretlerden biri olduğunu dile getirerek, organize sanayi  bölgelerinin sayısının, geçen yıl kuruluşu tamamlanan 14 yeni yerle birlikte  325’e çıktığını anlattı.  “Nakdi teşvikleri de içeren seçici destekler getireceğiz”Endüstri bölgelerinden 12’sinde üretimin başladığına, 11’inde  çalışmaların son hızla sürdüğüne işaret eden Erdoğan, sadece bu adımlarla, cari  açığın iyileşmesine 25 milyar dolarlık katkı yapacak altyapıyı kurmuş olduklarını  vurguladı. Erdoğan, şunları kaydetti:”Özel sektörümüzün dinamizmi ve ekonomi politikalarımızın istikrarı  sayesinde, bu dönemde cari açık sorunundan tümüyle kurtulabileceğimize  inanıyorum. Bunun için öncelikle, ülkemizdeki uluslararası yatırımların ölçeğini  daha yukarılara çekmek istiyoruz. Kendi girişimcilerimizi teşvik etmek yanında,  Türkiye’ye henüz yatırım yapmamış küresel markaları ülkemize kazandırmak için de  her fırsatı değerlendiriyoruz. Bunun için yatırım teşvik sistemimizi çok daha  cazip bir yapıya dönüştürerek, nakdi teşvikleri de içeren seçici destekler  getireceğiz.” Erdoğan, yeni sistemde, öz sermaye ağırlıklı ve bölgesel kümelenme  öncelikleriyle uyumlu yatımlara daha fazla destek vereceklerini ifade etti. KOBİ’lerin küresel tedarik zincirlerine eklemlenmesi amacıyla yeni  mekanizmalar oluşturmanın hazırlıkları içerisinde olduklarını belirten Erdoğan,  “Geçen hafta sonu bilime, araştırmaya, yenilikçiliğe gönül vermiş gençlerimiz  başta olmak üzere tüm kuşaklarla TEKNOFEST’te bir kez daha buluştuk. Ülkemizin bu  en büyük teknoloji festivaline katılan gençlerimizin her geçen yıl nasıl çıtayı  yükselttiklerini bizzat gördük. İnşallah yeni dönemde yatırım, üretim, ihracat ve  istihdam altyapımızı, işte bu gençlerimiz eliyle katlayarak büyüteceğiz. Tabii  tüm bunları söylerken enflasyon sorununu da göz ardı etmiyoruz.” diye konuştu.  “Türkiye, enflasyonla ilk defa karşılaşan bir ülke değildir”Türkiye’nin gelişmiş ülkelerin aksine, enflasyonla ilk defa karşılaşan  bir ülke olmadığına işaret eden Erdoğan, enflasyonla etkili mücadelede çok daha  fazla deneyim ve araca sahip olduklarını kaydetti. Erdoğan, makroekonomik politikalardan yapısal reformlara kadar pek çok  adım atarak enflasyonu tek haneli rakamlara düşürmekte kararlı olduklarını  söyledi. “Bankacılık sektörümüzün öncülük edeceğine inanıyoruz”Gıda tarafında gerek kuraklık gerekse artan girdi maliyetlerinin  etkisini azaltacak tedbirler aldıklarını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:”Bunlardan biri de, fahiş artışları anında tespit edip müdahaleye  imkan sağlayacak Erken Uyarı Sistemi’dir. Aynı şekilde rekabet politikalarımızı  da mercek altına aldık. Rekabeti bozan, piyasadaki hakim durumunu kötüye kullanan  ve fiyatları keyfi bir şekilde belirleyen firmaların üzerine kararlılıkla  gideceğiz. Türkiye ekonomisi gücünü, sağlam finansal sektörü ile disiplinli kamu  maliyesinden alıyor. Bankacılık sektörümüzün aktif büyüklüğü 6,7 trilyon liraya  ulaşırken, sermaye yeterliliği rasyosu yüzde 17,4 ve takibe dönüşüm oranı ise  yüzde 3,7 seviyesindedir. Sürdürülebilir bir üretim yapısının oluşturulmasında,  KOBİ’ler başta olmak üzere reel kesimin finans sektörü tarafından daha güçlü  şekilde desteklenmesi şarttır. Aynı şekilde, reel sektörümüzün sürdürülebilir  dönüşümü için yurt dışından fon sağlanması hususunda da bankacılık sektörümüzün  öncülük edeceğine inanıyoruz. Bankacılık sektörünü, tamamlayıcı şekilde sermaye  piyasalarında da daha güçlü kılmak istiyoruz. Şirketlerimizden, bankacılık  sektörüne bağımlılıklarını azaltarak, sermaye piyasası araçları yoluyla  yatırımlara uzun vadeli finansman sağlamalarını bekliyoruz. Bu amaçla sermaye  piyasalarımızda ürün çeşitliliğini artırarak piyasa altyapısını geliştiriyoruz.” “Nakit rezervimizi güçlü tutma politikamızı sürdüreceğiz”Cumhurbaşkanı Erdoğan, reel sektörün sermaye piyasalarından finansman  teminini teşvik etmek için Tahvil Garanti Fonu’nu, sürdürülebilir çevre dostu  projelerin daha uygun şartlarda finansmanı için de Yeşil Tahvil ve Sukuk  Rehberini hayata geçirdiklerini dile getirdi. Kamu maliyesindeki güçlü duruşlarını, salgın döneminde de taviz  vermeden devam ettirdiklerini belirten Erdoğan, bütçe açığının milli gelire  oranını, bu yıl ve gelecek yıl için yüzde 3,5 olarak belirlediklerini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:”Bu sene, esnaf destekleri, aşı ve tıbbi malzeme alımları, kısa  çalışma ödeneği kaynaklı prim kaybı ödemeleri, afetler için yapılan harcamalar,  memur ve emeklilerimize yapılan enflasyon farkı ödemeleri ile eşel-mobil  uygulamaları, bütçe açığı üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturdu. Bu ilave  maliyetlerin bütçeye getirdiği yüklerin hafifletilmesi amacıyla bazı tedbirler  aldık. Ekonomik aktivitedeki canlanma da gelir tarafındaki performansı yükseltti.  Bu sayede, sene sonundaki yüzde 3,5’lik bütçe açığı hedefimize rahatlıkla  ulaşacağımız anlaşılıyor. Bütçe açığını düşürerek borçlanma ihtiyacını azaltırken, borç stokunun  yapısını da güçlendirdik. Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim borç stokumuzun  milli gelirimize oranı, Maastricht Kriteri olan yüzde 60’ın oldukça altındadır.  Diğer ülkelerin merkez bankalarının atacağı adımları da dikkate alarak, temkinli  ve ihtiyatlı bir borç yönetimi politikası uygulamaya devam edeceğiz. Yurt dışı  kaynaklı dalgalanmalara karşı hazırlıklı olmak için nakit rezervimizi güçlü tutma  politikamızı sürdüreceğiz.” “İklim değişikliğiyle bağlantılı şekilde…”Dünyanın gündeminde giderek daha çok öne çıkan konulardan birinin de  çevre sorunları ve iklim değişikliğinin yol açtığı doğal afetler olduğunu dile  getiren Erdoğan, “Ülkemizi, kökleri inancımızda ve kültürümüzde güçlü şekilde  bulunan çevre hassasiyetimizle, bu konuda zaten farklı bir yere taşımıştık.  Bilhassa Çevre ve Şehircilik Bakanlığınız vasıtasıyla gerçekleştirdiğimiz her  proje, çevre konusunda ülkemizin yüz akı çalışmaları olarak kayıtlara geçti.  Şehirlerimize kazandırdığımız birer nefes borusu olarak gördüğümüz millet  bahçelerimizden orman varlığımızı artırmaya, sıfır atık projemizden mavi bayrak  uygulamalarına kadar sayısız eser ve hizmeti ülkemize kazandırdık.” diye konuştu. “Geçtiğimiz hafta Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ilan ettiğimiz  Paris İklim Anlaşması’nı Meclisin takdirine sunma kararımız, başlattığımız Yeşil  Kalkınma Devrimi’nin de ilk müjdesidir.” diyen Erdoğan, Türkiye’nin bundan sonra  atacağı her adımını, bu anlayışla planlayacağını ve hayata geçireceğini belirtti. Erdoğan, Avrupa Yeşil Mutabakatıyla da uyumlu şekilde bu süreci devam  ettirerek, insanlığa, vatandaşlara ve gelecek nesillere karşı sorumluluklarını  yerine getirmekte kararlı olduklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bu kapsamda; enerjide, yenilenebilir enerji  kaynaklarının toplam gücümüz içindeki oranını, güneş, rüzgar, nükleer üretim  imkanlarına ağırlık vererek daha da artıracağız. Doğal gaz tedariki, üretimi ve  depolanması konusundaki yatırımlarımızı hızlandıracağız.” ifadelerini kullandı. Akkuyu’da çalışmaları süren nükleer güç santralinin ilk etabının  2023’te hizmete açılacağına işaret eden Erdoğan, yeni güç santrallerinin inşası  için de gereken adımları atacaklarını anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sanayide bir yandan enerji yoğunluğunu  azaltacak yüksek teknolojili altyapılarına yönelirken, diğer yandan düşük  emisyonlu ve temiz üretim tekniklerinin ağırlıkta olduğu uygulamaları teşvik  edeceklerini belirtti. Ulaştırmada, demiryolu ve denizyolunun yük ve yolcu taşımacılığındaki  payını çoğaltacaklarını, elektrikli ve hibrit, kullanımı oranını  yükselteceklerini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:”Binaların tamamının enerji kimlik belgesine sahip olmasını sağlarken,  sıfır enerjili bina standardını yaygınlaştıracağız. Tarımda, gıda atığını  azaltacak tedbirler başta olmak üzere üretim, tedarik, geri dönüşüm sistemlerini  güçlendireceğiz. Orman ve su gibi önemli yutak alan kaynaklarının kapasitesini  önce 2 katına, sonra 3 katına çıkartacağız. Sıfır atık uygulamasını, evsel atıkların tamamına yakınını kapsayacak  şekilde genişletecek, geri dönüştürülmüş malzemelerin kullanım alanlarını  çeşitlendireceğiz. Her biri ciddi çalışmalar ve fedakarlıklar gerektiren bu  yükümlülüklerin altına girmemizin sebebi, bu meseleyi kendimiz ve tüm insanlık  için bir küresel güvenlik sorunu olarak görmemizden kaynaklanıyor. Bu doğrultuda  yapılacak yatırımların finansmanı için, gelişmiş ülkelerin fonları başta olmak  üzere tüm ulusal kaynakları kullanacağız. Afetler konusunda artık arama, kurtarma  ve yeniden inşa yanında risk yönetimi aşamasına geçtiğimiz bir döneme girdik.  İklim değişikliğiyle bağlantılı şekilde bu risk yönetimi planlarımızı daha da  geliştireceğiz.” “Giderek daha dengesiz ve sert hale gelen meteorolojik hadiselere  karşı kapsamlı bir erken uyarı sistemi kuracağız.” diyen Erdoğan, “Bereketli su  kaynaklarımızın ülkemizin daha kurak bölgelerine aktarılmasıyla ilgili yeni  projeler geliştireceğiz. Ormanlarla birlikte yüreğimizi de yakan yangınlara  insansız hava araçları, uçaklar, helikopterler ve diğer imkanları kullanarak  etkin müdahale konusunda dünyadaki örnek konumumuzu daha da güçlendireceğiz.”  ifadelerini kullandı. Erdoğan, giderek daha kıymetli hale gelen su kaynaklarının etkin  kullanımı ve iklim değişikliğine uyumlu altyapılar kurulması için hemen harekete  geçeceklerini belirtti. “Eylem planları hazırlayacak ve uygulamaya koyacağız”Tarım ve hayvancılıkta sürdürülebilir teknikleri  yaygınlaştıracaklarını vurgulayan Erdoğan, ormancılık faaliyetlerini de iklim  değişikliyle uyumlu hale dönüştüreceklerini söyledi. Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:”Sağlıktan turizme her alanda bu doğrultuda eylem planları  hazırlayacak ve uygulamaya koyacağız. Böylece, 2053 vizyonumuzun bu en önemli ve  iddialı hedefini adım adım hayata geçireceğimize inanıyorum. Yeşil Kalkınma  Devrimi diye ifade ettiğimiz önümüzdeki yeni sürecin, partiler üstü bir  sahiplenmeyi hak ettiği kanaatindeyiz. Önümüzdeki dönemde üzerinde hassasiyetle  duracağımız hususlar arasında aile kurumunun güçlendirilmesi, eğitim öğretim  sistemimizin geliştirilmesi konuları da vardır. İnşallah bu konuları, yeri  geldiğinde Meclisimizle, yeri geldiğinde diğer kurumlarımız ve ilgili kesimlerle  geniş geniş konuşacak, tartışacak ve yol haritalarımızı beraberce  belirleyeceğiz.”

Kadıköy Escortgaziantep escortgaziantep escortmaltepe escortbostancı escortanadolu yakası escortOnwin GirişOnwin güncel giriş adresiTipobet365tipobetizmir escortvdcasinotipobet girişbahis sitesihttp://www.bukharamn.com/sweet bonanza oynadeneme bonusuDeneme bonusu veren sitelerPopüler bahis siteleriHoliganbetaviatorgates of olympus slotbig bass bonanzahttp://shoparivella.com/Casibombahis siteleribetvolebetpasrestbetfixbetankara escortonwinmariobetAnadolu Yakası EscortonwinSüpertotobet Girişataşehir escortTaraftariumMebbistrendyol indirim koduslot siteleri https://en-iyi-10-slot-siteleri.comdikmen escortstarzbet adamsah.netdeneme bonusucasibomstarzbet girişstarzbet girişbahsegelbetturkeyholiganbettipobetholiganbetsultanbetgrandbettingtruvabetbahiscasinotarafbetbahiscommariobetbetistmarkajbetbetinematadornetcasibombelugabahisbetebet1xbetasyabahiscasinovalediscountcasinoelexbetfavoribahisbahiscombahiscombelugabahisbelugabahisbetistbetistceltabetceltabetklasbahisklasbahismariobetmariobetrestbetrestbettarafbettarafbettipobettipobetcasibomcasibomcasibomcasibomstarzbetsahnebetlimanbetredwinmatadorbetmatadorbetbetkombetkomparibahiscasibomsancaktepe çilingircasibomcasibomcasibomcasibom7slotsbahigobahis1000bahisalbaymavibaywinbetexperbetkanyonbetkolikbetkombetlikebetmatikbetnisbetonredbetorspinbetparkbetperbetroadbetsatbettiltbetturkeybetvole24wincratosslotelitbahisfavorisenfunbahisgorabethilbetikimisliimajbetintobetjasminbetjetbahiskralbetligobetlordbahismarsbahismeritkingmilanobetmobilbahismostbetmrbahisneyinenoktabetnorabahisoleybetonbahisonwinorisbetparmabetperabetpiabetpinuppokerbetapusulabetredwinrexbetromabetsahabetsavoybettingbetkombycasinohitbetdinamobetbahis siteleriblackjack siteleriCasinoBonanzacasino bonanzadeneme bonusurulet sitelerisweet bonanzacasino sitelericasino sitelericasino sitelerisupertotobettulipbettumbetpadisahbetvdcasinovenusbetwinxbetmariobetbetkomdinamobetvdcasinoMatadorbetmatadorbet7slotsasyabahisbahis1000bahisalbahsegelbaywinbetebetbetexperbetkolikbetmatikbetonredbetorspinbetroadbettiltbetturkeybetvolecasibomcratosslotdumanbetelitbahisextrabetfunbahisgorabetgrandpashabethilbetimajbetjasminbetkalebetkralbetlimanbetmaltcasinomarkajbetmatbetmilanobetmobilbahismostbetgirisneyinenorabahisonwinpalacebetparmabetperabetpokerbetaredwinrexbetrokubetsahabetsavoybettingtarafbettruvabettumbetxslotartemisbitbaymavibetebetbetkolikbetkombetperbettiltceltabetimajbetklasbahisligobetlimanbetmariobetmatbetneyinesahabetbetturkeystarzbetBeylikdüzü Escortistanbul escort bayanmariobetcasibommeritkingmariobet