Türkiye aşılanmayı bekliyor… Aşı yaptırmak zorunlu olmayacak. Kararsızların sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Tıp camiasından kimi isimlerin aşı olmayı düşünmeyenleri ‘vatan haini’ olarak nitelemesi büyük tartışmalara neden olurken uzman isimlerle şüpheci vatandaşların aşı olmaya nasıl ikna edilmesi gerektiğini konuştuk.
‘KENDİM İÇİN DEĞİL TOPLUM İÇİN’
İstanbul Tabip Odası Başkanı Doktor Pınar Saip’e göre aşı yaptırma konusunda kararsız olan kişilere aşılar sayesinde çocuk ölümlerinin, sakatlıklarının engellendiğini, çiçek gibi bazı ölümcül hastalıkların ortadan kalktığını anlatmak gerekiyor.
Aşı yaptırmayı düşünmeyen insanlarda kendileri için değil toplumun sağlığı için aşı yaptırma bilincinin aşılanması gerektiğini vurgulayan Saip, “Gerekli araştırma aşamalarından geçmiş, güvenlik ve etkinlik verileri açıklanmış, uluslararası etik ilkelere uygun olarak yapılan aşılara güvenmeliyiz. Aşıların yan etkileri hastalıkların neden olacağı yan etki ve ölümlerle kıyaslandığında çok daha azdır” diyor
Saip’e göre aşıya olan güvensizliğin altında sağlığın ticarileşmesi yatıyor. Saip aşıların devletler değil özel sektör tarafından bulunmuş olmasının da kimi insanlarda şüphe uyandırdığını söylüyor. Bazı insanların ise aşı olmadan önce başkalarını bekleyeceğini ifade eden Doktor Pınar Saip aşılanma sürecinin şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması gerektiği görüşünde.
Saip kimi insanlarda aşı kararsızlığının altında iğne korkusunun da yatıp yatmadığı hakkındaki soruya ise, “Fobi dışında genellikle çocuklukta olan iğne korkusu aşılabilir bir durumdur” yanıtını verdi.
‘AŞIYA İKNA KURULU KURULMALI’
Siyasal İletişim üzerine çalışan Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden öğretim görevlisi Gökhan Bayram, tıpkı Bilim Kurulu gibi psikoloji, sosyoloji, dil bilimi, pazarlama, halkla ilişkiler ve reklamcılık gibi alanlardan uzmanlardan da destek alınarak bir ‘ikna kurulu’ kurulması gerektiği önerisinde bulunuyor.
‘KARARSIZLARI AŞIYA TEŞVİK ETMEDE ÜSLUP ÖNEMLİ’
Halka aşı anlatırılırken, akla ve duygulara da seslenen bir çağrı yapılması gerektiğini kaydeden Bayram, insanlara aşı yaptırırken kazınacaklarından çok aşı yaptırmadıklarında kaybedeceklerinin anlatılması gerektiğini söylüyor.
Bayram, “Kaybetme korkusu, kazanma ihtimalinden daha kuvvetli bir motivasyon olduğu için kararsızları ikna etmede bu yöntem de kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘İNSANLAR BİLMEDİKLERİ DURUMLARDAN KORKAR’
Psikolog Özge Öztaşçı ise aşı kararsızlığının temelinde bilinmezlik olduğunu savunuyor. Suçiçeği aşısı örneğini verilen Öztaşçı, “Su çiçeği aşısına da insanlar oldukça şüpheci yaklaşmış çoğu kişi yaptırmak istememiş fakat günümüze baktığımızda su çiçeği aşısının zararlı olduğunu düşünen çok azdır, hatta çoğu aile için birçok aşı çocuklarının doktor ziyaretlerinin sıradan bir rutini haline gelmiştir.” diyor.
‘DÜŞMANCA VE SUÇLAYICI BİR TAVIR BENİMSENMEMELİ’
Aşı hakkında olumsuz düşüncülere sahip insanları suçlayıcı bir tavır sergilemenin o insanları kaybetmek anlamına geleceğini belirten Öztaşçı, “Kişinin kendi bedeni hakkında söz hakkı olduğu ve dayatıcı bir tavırla insanların ikna edilemeyeceği, bu tavırların karşımızdaki insanı kaybetmekten başka bir işe yaramayacağı unutulmamalıdır.” değerlendirmesinde bulunuyor.
‘SİYASİLER, SANATÇILAR ÖNCÜ OLMALI’
Kitle konuşmacısı ve ikna eğitmeni İlker Karagöz, aşı kararsızlığı yaşayan kişiyi ikna edebilmek için, siyasetçi, sanatçı, iş dünyasından önemli kişilerin, sivil toplum kuruluşlarının aşı olurken fotoğraf ve videolarının servis edilmesinin çok önemli bir unsur olduğunu söylüyor. Bu isimlerin aşılanmayı harekete geçirici etkisi olduğunu savunan Karagöz, “Covid-19 hakkında sadece uzman isimler konuşmalı. Bu inandırıcılık ve güvenilirlik açısından çok etkili. Bu alanda en ufak kirliliğe yer verilmemeli” sözlerini kullandı.
‘AŞIYA GÜVENSİZLİĞİN TEMELİNDE BİLGİ KİRLİLİĞİ YATIYOR’
Türkiye’de aşıya olan güvensizliğin temelinde bilgi kirliliğini yattığını kaydeden Karagöz, “Çin şu an virüsten kurtuldu, nasıl aksiyon aldı, nasıl başardı? Bunlar kamuya anlatılmalı” diyor.
‘3-4 SANİYELİK BİR ACI MI, NEFESSİZ KALMAK MI?’
Karagöz iğne korkusu olan insanlara seslenerek, “3-4 saniye duyulacak bir acı mı yoksa hastanelerde nefessiz kalmak mı, bence insanlar bunun kararını vermeli. Artık turkuaz tablo bizler için sadece istatistik oldu, tepki vermez olduk. Onların da birer hayat olduğunu ve aramızda sadece bir aşı olduğunu da unutmamak gerek.” ifadelerini kullanıyor.