Tüm dünyada yaklaşık 1 yıldır etkisini sürdüren korona virüs vaka sayısı, alınan tedbirler ve uygulanan kısıtlamalarla düşüşe geçmeye başladı. Günlük vaka sayılarının 30 binlere ulaştığı Türkiye’de uygulanan kısıtlamalar sonuç vermeye devam ediyor. Akşam saat 21.00 ile hafta sonları uygulanan sokağa çıkma kısıtlamaları etkisini gösterdi. Diyarbakır’da, vaka sayılarında yüzde 70 oranında gerileme yaşanırken günlük vak’a sayısının 100’here kadar düştüğü kaydedildi. Diyarbakır Dicle Üniversitesi Hastaneleri Pandemi Hastanesi Koordinatörü Doç. Dr. Velat Şen, yoğun bakım doluluk oranlarının belirgin şekilde azaldığını, tedbirlerin ihlal edilmemesi gerektiğini vurguladı.
“Diyarbakır’da vaka sayıları 100 civarında”
2021 yılının ilk günlerinde geleceğe biraz daha umutla bakabildiklerini kaydeden Doç. Dr. Velat Şen, gerek ülke sağlık politikalarının etkisiyle, gerek vatandaşların daha titiz ve tedbirli davranmasıyla vak’a sayılarında belirgin düşüşler yaşandığını dile getirdi. Doç. Dr. Şen, “Bununla birlikte hastanede yatak doluluk oranlarımız, yoğun bakım doluluk oranlarımız belirgin şekilde azaldı. Bizim tedbirlerimizi ihmal etmememiz gerekiyor. Çünkü virüsün ortaya çıktığı ilk günden beri hep söylediğimiz kurallar var. Bunlar, mesafe, hijyen ve maske takmak. Biz bu kuralları aksattığımız müddetçe vaka sayılarında ciddi artışlarla karşılaşabiliriz. Yüzdelik olarak söyleyecek olursak, geçtiğimiz ayla birlikte vaka sayılarımızda düşüşler başladı. Çünkü gerek hasta sonu sokağa çıkma kısıtlamaları hem de hafta içi de akşam sokağa çıkma kısıtlamalarıyla beraber belirgin olarak bir düşüş yaşadık. İl geneli olarak günlük vaka sayıları yüzde 70 oranında bir düşüş var. Hastanede yatak doluluk oranlarımızın da yarıya yarıya düştüğünü söyleyebiliriz. Özellikle de servis hastalarımız belirgin olarak azaldı. Ancak şunu biliyoruz ki gelen hastalarımızın yoğun bakım ihtiyaçları halen devam ediyor. Dolayısıyla vaka sayılarımız azalmakla beraber yoğun bakım vaka sayılarımızda istediğimiz seviyede azalma henüz tam anlamıyla yok. Tüm dünya olarak, şunu artık kabullenmemiz gerekiyor. Yeni bir normalleşme terimini ve bunun gerekliliklerini uygulamamız gerekiyor. Özellikle toplantılarımızı, buluşmamalarımızı mutlaka maske ve mesafe ve hijyen kuralları çerçevesinde uygulamamız gerekiyor. Tamamen maskesiz bir hayat, yakın dönemde gözükmüyor. Bizim aşıları mutlaka ön palana çıkarmamız gerekiyor. Şu anda baktığımız zaman Diyarbakır’da vaka sayılarımızın 100-150 civarında olduğunu görüyoruz. Daha öncesinde 800 ile bin arası vakalarla karşılıyorduk. Büyük bir müddet böyle gitmişti. Ancak, tedbirleri azalttığımız vakitte bu sayılar tekrar artacaktır” dedi.
“Mutasyonlu virüsün yayılması hızlı, ama ölümcül değil”
Mutasyona uğramış korona virüsün daha hızlı yayıldığını aktaran Doç. Dr. Şen, “Ancak, bu çok hızlı yayılmamasının çok ölümcül olduğu veya çok ağır seyrettiğine dair bulgular henüz yok. Dolayısıyla burada endişe etmemize gerek yok. Bulaş hızı fazla olduğu için, ek hastalığı olanlar daha fazla etkilenecek. İngiltere’de ortaya çıkan yeni mutasyon bazı Avrupa ülkelerinde ve ülkemizde de görüldü. Tabi bu mutasyondan çok korkmamak gerekiyor. Ama tedbirlerimizi almamız gerekiyor. Yeni mutasyon demek çok öldürücü olduğu anlamına kesinlikle gelmiyor. Henüz bunlarla ilgili bir veri elimizde yok. Aşıyı çok önemsiyoruz. Çünkü bu virüsün bir müddet daha devam edeceğini ön görüyoruz. Dolayısıyla aşıların koruyuculuğu hakkında evet, şu anda tam olarak net bilgiler olmasa bile yüzde 90’nın üzerinde birkaç aşı da koruyuculuk düzeyi görülüyor. Kış aylarında bulunmamız münasebetiyle eş, dost, akraba ziyaretlerinde çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çünkü kapalı ortamlarda maske taksak bile uzun süre birlikte olduğumuzda yine bulaş riski fazla olacaktır” diye konuştu.
“Virüse yakalanan hastaların 6 ay içinde çok azı tekrar koronaya yakalandı”
Korona virüs geçirmiş birinin, aylar sonra tekrardan korona virüse yakalanma riskinin olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şen, sözlerine şöyle devam etti:
“Bu olabiliyor mu, evet olabiliyor. Ancak geçtiğimiz günlerde güzel bir çalışma yapılmıştı. Yaklaşık bin 200 civarında bir sağlık çalışanı korona virüs geçirdikten sonra ilk 6 ay içeresinde bunların çok az bir kısmının korona virüsüne tekrardan enfekte olduğunu ve bunların da çoğunun hafif atlattığı bildirildi. Bu sağlık çalışanları açısından ümit verici. Ancak korona virüsle gelişen antikorların ve hücresel bağışıklığın tam olarak ne kadar süre koruyucu olduğunu biz şua anda net olarak bilemiyoruz.”
Rıdvan Kılıç – Sedat Irmak