Seçim için yine birlikte hareket etme kararı alan millet ittifakı çatısı zor günler geçiriyor. İttifakın sacayaklarından biri olan CHP, seçmeni küstürmemek adına HDP ile mesafeli gibi dursa da, bir diğer yandan HDP’nin PKK’nın siyasal örgütü olmadığını savunmaya çalışıyor. Bunun son örneğini CHP Grup başkanvekili Engin Altay sergiledi.
HDP’nin kurumsal olarak PKK’lı ilan edilmesinin sakıncalı olduğunu savunan Altay, partinin içerisinde PKK ile ilişikli kişilerin bulunmasının, partinin toptan bir PKK hareketi olarak gösterilemeyeceğini ifade etmişti. HDP İstanbul Kongresi’nden Altay’ın açıklamalarının zıddı nitelikte ve CHP’nin elini zora sokacak bir fiil gerçekleşti. Kongrede hep bir ağızdan PKK marşları, sloganlar atan HDP’liler adeta “Kurumal PKK’lıyız” dedi.
Kanal 7 Dış Haberler Koordinatörü Taha Dağlı, konuyu Haber7.com’daki köşesinde ele aldı.Dağlı, çarpıcı tespitlerde bulundu.
“KURUMSAL OLARAK PKK TERÖR ÖRGÜTÜYÜZ”
Dağlı, Altay’ın açıklamalarını hatırlatarak İstanbul il kongresinde gerçekleşen eylemin adeta CHJP’ye cevap niteliğinde olduğunu belirtti:
““HDP içinde de PKK ile ilişkili insanlar olabilir. Partinin kurumsal olarak terörist ilan edilmesi doğru değil”.
Bunu söyleyen CHP Grup Başkanvekili Engin Altay.
Yanıt gecikmedi.
HDP İstanbul il kongresinde, PKK elebaşı için slogan atılıp, PKK marşları okundu, hep bir ağızdan.
HDP resmen CHP’ye “kurumsal olarak PKK terör örgütüyüz” dedi.
Bu yaptıkları çok net ve açıktı.
Daha önce de her fırsatta söylediler ama artık anlamayan kalmasın diye, kafalarda hiçbir soru işareti bırakmamak adına kurumsal olarak bir kez daha vurgulayıp, haykırdılar.
CHP milleti kandırmaya çalışıyor ama HDP, bu aşkta yalan istemiyor.
‘Beni seveceksen böyle seveceksin’ diyor.”
“HDP TEPEDEN TIRNAĞA PKK’DIR”
HDP’nin baştan aşağı PKK olduğunu belirten Dağlı, parti içerisinde hiç bir unsurun PKK’yı kınayamadığını bunun yanı sıra bağlı bulundukları Türkiye Cumhuriyeti’nin asayiş sağlayıcıları ve yasal koruyucularını katil ilan ettiklerini belirtti. Dağlı bunların aksini HDP içerisinde kimsenin dile getirmediğini belirterek şunları söyledi:
“HDP tepeden tırnağa PKK’dır.
Bir tane “PKK terör örgütüdür” diyen/diyebilen milletvekili yoktur.
İçerdeki eş başkanları da dışardakileri de PKK’ya, Kandil’e, PYD’ye, YPG’ye toz kondurmuyor.
Türkiye Cumhuriyetini, devletini, askerini, polisini, katil ilan ediyor.
Daha geçen hafta Irak’ın kuzeyinde, Sincar’da MİT, PKK elebaşlarından birini daha imha etti.
HDP milletvekili Feleknas Uca’nın o teröristle dost olduğu ortaya çıktı.
HDP’li Feleknas Uca, o operasyondan dolayı Türkiye’yi katil, PKK’lı teröristi şehit ilan etti.
Geçen ay Suriye’de Kamışlı’da bir PKK’lı imha edildi.
HDP’liler ona da sahip çıktı.
Ondan önce Gara operasyonunda HDP’li iki vekil, Türk askerine katil dedi, PKK’lıları kutsadı.
Bunların hepsi kayıtlı.
Daha onlarca örneği var.”
“TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ”
PKK’lılar ile mücadelenin sağlandığı gibi terör propagandası gerçekleştiren HDP ile de mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Dağlı, PKK’nın terör örgütü olduğu gibi, teröristin de iyisinin kötüsünün, azının çoğunun ve kurumsalının bireyselinin olmadığını belirtti:
“Türkiye terörle mücadele ediyor. Bu uğurda şehitler veriyor.
Bir taraftan da bu haklı mücadelesini PKK-PYD’yi destekleyen Batı’ya izah etmek zorunda kalıyor.
Sırf Türkiye’deki terör propagandası nedeniyle, bu ülkenin dışişleri bakanı, Avrupa’daki muhataplarıyla PKK-PYD meselesi yüzünden tartışmak zorunda kalıyor, onlara bu haklı mücadeleyi anlatmak için, bunların terörist olduğunu ispat edebilmek için ekstra enerji harcıyor.
HDP’nin terör propagandası en azından PKK terör örgütü kadar mücadele edilmesi gereken bir durum.
Çünkü Batı, HDP’nin terör propagandasıyla Türkiye’ye siyasi saldırılar gerçekleştiriyor.
PKK ise HDP’nin terör propagandasıyla meşru zeminleri zorluyor.
Sınır ötesinde canını siper eden Mehmetçik, HDP’lilerin terör propagandaları nedeniyle cephede moral kaybına uğruyor.
Bu bir terör örgütü.
Terör örgütünün iyisi kötüsü olmaz.
Azı-çoğu olmaz.
Kurumsalı-bireyseli olmaz.
Bu uluslararası bir standarttır.”
SİYASAL TERÖR İLE MÜCADELE
Terörle mücadelede teröristler ile silahlı mücadelenin yürütüldüğü gibi terör propagandası gerçekleştirenlere ve teröristlerin oluşturduğu iklime destek sağlayan herkes ile mücadele edilmesi gerektiğini vurgulayan Dağlı, Fransa’da yaşanan örneği dile getirdi:
“Nasıl mı?
Mart 2017’de Fransa’da aşırı sağcı lider Marine Le Pen, DAEŞ’in ne kadar vahşi bir terör örgütü olduğunu anlatabilmek için öldürdüğü insanların görsellerini sosyal medya hesabından paylaştı.
Bunu yaptığında Fransa meclisiyle birlikte Avrupa Parlamentosunda da milletvekiliydi.
Dokunulmazlığı kaldırıldı.
Hakkında dava açıldı.
Kamu cezasına çarptırıldı.
2017’nin Eylül ayında benzer paylaşımı Le Pen’in partisi Ulusal Cephe’nin milletvekillerinden olan Gilbert Collard da yaptı. Cezası yargılanmak oldu, dokunulmazlığı kaldırıldı.
Bu iki isim, terör örgütü propagandası yapmamıştı.
Sadece terör örgütünün ne denli tehlikeli olduğunu anlatmak için DAEŞ’in katliamlarını gösteren fotoğrafları paylaşmışlardı.
Ama terör örgütüne ait her hangi bir görsel, sembol veya işaret bile terör propagandası sayılıyor, bu nedenle bunu yapanlara dahi ceza kesiliyor.
İlla desteklemek gerekmiyor.
Terör örgütü, terör örgütüdür ve bunun hangi amaçla olursa olsun resmini, cismini paylaşmak bile suçtur.”
İSPANYA VE YUNANİSTAN ÖRNEKLERİ
Fransa gibi İspanya, Hollanda, Portekiz Yunanistan ve Avrupa’da yaşanan örneklere de değinen Dağlı, Avrupa genelinde böyle bir yapıya ve organizasyona asla müsamaha gösterilmeyeceğine değindi:
“İspanya, Katalan ayrılıkçılara 2017’den bu yana yapmadığını bırakmadı.
Milletvekillerinin dokunulmazlığı kaldırıldı, çoğu hapse atıldı.
Katalan lider Puigdemont İspanya’ya giremiyor, arananlar listesinde, son olarak Belçika’da göz altına alınıp, bırakılmıştı.
Aynı İspanya geçmişte, ayrılıkçı ETA örgütüyle bağlantılı olduğu gerekçesiyle 3 siyasi partiyi kapattı.
Belçika’da bölücülük yaptığı gerekçesiyle Flaman Blok Partisi kapatıldı.
Hollanda ve Portekiz’de kamu düzenini bozan partilerin kapatılmasını öngören kanun var.
Yunanistan’da geçtiğimiz yıl Ekim ayında Altın Şafak partisi suç örgütü ilan edilip, kapatıldı, yöneticileri terörden yargılandı.
Avrupa’nın tamamında silahlı bir eylemi savunan bir parti, şikayet edilmese bile anayasa mahkemesi tarafından kapatılabiliyor.
HDP gibi terör örgütüyle ilişkili bir parti Avrupa’da kurulamaz.
Buna asla müsaade etmezler.
Hadi kuruldu, diyelim 24 saat bile barındırmazlar.
Kapattıktan sonra başka isimle yeni parti kurdurmazlar.
Çünkü o partiyle alakalı kim varsa, hepsi içeri atılır.
Adı terörle anılan bir partiye, bırakın ittifak kurmayı, selam veren olmaz.
Ve bunun için o partinin bir tane milletvekilinin bile bir terör örgütüyle ilişkili olması yeterlidir.
Kimse bunun azına-çoğuna bakmaz.
Terörizm için bir terörist bile yeterlidir.”